yaşlı bir kadın olsam şunları diyeceğim tutardı belki…
Sessiz sedasız ayrılacak yaşam tenimden
Bir gündüzün yeryüzünden çekilip gitmesi gibi gidecek
Saçlarımda içi dolu yağmur bulutları gibi
Gri
Beyaz
Yalnız rüzgarlar bir sonun gelişini bekleyecek
Ve gökyüzünden bir küçük kumaş
Örtmeyecek matemlerin izini
Gözlerimin içinde asılı kalacak
Boş
Kimsesiz
Ve artık huysuzluğu beş para etmeyen bakışlarım.
Kelimeleri tükenmiş ağzım
İçinde yalnızca dişlerini değil
Söyleyecek bütün dertlerini kaybeden bir sahnenin perdesi gibi
Kapanacak
Bir ağıt
Bugün giden için çığırdığım
Yarın onu kim benim için çığıracak?
… Ve bunları söyledikten sonra belki de içerler ağlardım. Öyle oluyor çünkü eskiden beri.
Reklamlar